Ümit Ünal'dan 2013 modası
ürkiye'nin en yetenekli avangard moda tasarımcılarından biri Ümit Ünal, hatta ilk akla geleni... Uzun süredir İstanbul'da görmediğimiz tasarımcı geçtiğimiz günlerde deri, elyaf ve sentetik elyaf üzerine uyguladığı kimyasallarla kumaşları bambaşka bir hale büründüren Pulcra Chemical's ile yaptığı işbirliğiyle karşımıza çıktı. Ünal'ın şimdiye kadar kullanmadığı Bursa kumaşlarını farklı efektler katılmış haliyle gördük.
Düzenlenen bir sunumla, öğrencilere ve moda profesyonellerine 2013 ve sonrasının eğilimlerini anlatan Ünal, geleceğe dair hayli çarpıcı ipuçları verdi.
Ekim ayında moda tasarımının en üst düzeydeki platformlarından olan 'Paris Tranoi' organizasyonunun avangarde modacılar bölümü olan Carousell de Louvre'da yeni koleksiyonunu sergileyecek tasarımcı Paris'e gitmeden bakın neler anlattı:
- Ünal'ın dikkat çektiği en önemli nokta geleceğin modasında androjen trendinin giderek etkisini artırması.
- Androjen görüntüyü ülkemizde önce kadın daha sonra erkekte göreceğimizi söylüyor Ünal.
- 2013 ve sonrasında uzak durduğumuz naylon ve parlaklığı önem kazanıyor. Naylon hissi veren gerçek deriler giriyor hayatımıza.
- Parlaklık önemli ancak gece kıyafetlerinde gördüğümüz payetler değil sokakta gördüğümüz casual bir parlaklık bu.
- Kübik formlar ise başımızın tacı olacak. Daha geometrik formlar, köşeli tasarımlar, kübik yüzeyler. Taşınabilir ve daha güncel füturistik yaklaşımlar.
- Daha parlak yüzeyler. Ortopedik görünümlü, kusursuz tasarımlar.
- Pamuk ve polyamid karışımlı bol hırkalar.
- Dantel ve tülle birleşen denim kumaşı ve deriler.
- Sarı, kızıl, turuncu tonlar ile transparanlık maskülen hatlar ile kontrastlık oluşturuyor.
- Kumaşta alıştığımız payetleri deride göreceğiz.
- Kürkler, özellikle de uzun tüylü hacimli olanları bol bol kullanılacak.
- Siyah, parlak dar jeanler, deri ceketler...
- Sportif detaylar önem kazanıyor.
- İki parça altüst, tulum hissi veren tasarımlar...
- Geleceğin modası ilhamını sokaktan aldığı için 'grafity' desenleri de geleceğin yükselen değerlerinden.
- Bize şalvarı anımsatan ağı düşük pantolonlar...
- Ahşabı ise şimdiye kadar alışkın olmadığımız neon renklerle göreceğiz.
- Büyük pardesüler...
- Desenlerin renksiz yorumları...
Düzenlenen bir sunumla, öğrencilere ve moda profesyonellerine 2013 ve sonrasının eğilimlerini anlatan Ünal, geleceğe dair hayli çarpıcı ipuçları verdi.
Ekim ayında moda tasarımının en üst düzeydeki platformlarından olan 'Paris Tranoi' organizasyonunun avangarde modacılar bölümü olan Carousell de Louvre'da yeni koleksiyonunu sergileyecek tasarımcı Paris'e gitmeden bakın neler anlattı:
- Ünal'ın dikkat çektiği en önemli nokta geleceğin modasında androjen trendinin giderek etkisini artırması.
- Androjen görüntüyü ülkemizde önce kadın daha sonra erkekte göreceğimizi söylüyor Ünal.
- 2013 ve sonrasında uzak durduğumuz naylon ve parlaklığı önem kazanıyor. Naylon hissi veren gerçek deriler giriyor hayatımıza.
- Parlaklık önemli ancak gece kıyafetlerinde gördüğümüz payetler değil sokakta gördüğümüz casual bir parlaklık bu.
- Kübik formlar ise başımızın tacı olacak. Daha geometrik formlar, köşeli tasarımlar, kübik yüzeyler. Taşınabilir ve daha güncel füturistik yaklaşımlar.
- Daha parlak yüzeyler. Ortopedik görünümlü, kusursuz tasarımlar.
- Pamuk ve polyamid karışımlı bol hırkalar.
- Dantel ve tülle birleşen denim kumaşı ve deriler.
- Sarı, kızıl, turuncu tonlar ile transparanlık maskülen hatlar ile kontrastlık oluşturuyor.
- Kumaşta alıştığımız payetleri deride göreceğiz.
- Kürkler, özellikle de uzun tüylü hacimli olanları bol bol kullanılacak.
- Siyah, parlak dar jeanler, deri ceketler...
- Sportif detaylar önem kazanıyor.
- İki parça altüst, tulum hissi veren tasarımlar...
- Geleceğin modası ilhamını sokaktan aldığı için 'grafity' desenleri de geleceğin yükselen değerlerinden.
- Bize şalvarı anımsatan ağı düşük pantolonlar...
- Ahşabı ise şimdiye kadar alışkın olmadığımız neon renklerle göreceğiz.
- Büyük pardesüler...
- Desenlerin renksiz yorumları...
Louboutin'in ayakkabıları 'garaj sale'deGaraj satışı kavramıyla yeni tanışıyoruz ama çok sevdik. Şimdi de Beymen, 'garage sale' fırsatıyla farklı bir alışveriş deneyimi yaşatmaya hazırlanıyor. Christian Louboutin'in efsane topuklu ayakkabıları, Marc by Marc Jacobs aksesuvarları, Chloe tunikleri, Tory Burch babetleri ve sezonun diğer trend ürünleri Beymen 'garage sale'de olacak. İşte tarih ve yerleri: 16 Eylül Cuma - 2 Ekim Pazar Ankara Mağazası, 22 Eylül Perşembe - 2 Ekim Pazar City's AVM Mağazası, 13 Eylül Salı - 25 Eylül Pazartesi Nu Pera Blender Mağazası.
Dünya parıltıyı bıraktı ama biz!
Gelecekte özensizmiş gibi duran tasarımların önem kazanacağına vurgu yapan Ünal'ın geleceğin trendleri dışında Türk modasıyla ilgili tespitleri de var.
- Dünya modası parıltıyı bıraktı ama bizde hala tercih edildiği için kullanılıyor.
- Bizde drape çok var. Bunun da nedeni kutlamalara hizmet vermek.
- Bir de fazla origami takıntısı. Bunun da nedeni çok fazla gece elbisesi talebi.
- Biz de Gwyneth Paltrow gibi androjen tarzda giyinen ünlü de eksik.
Gelecekte özensizmiş gibi duran tasarımların önem kazanacağına vurgu yapan Ünal'ın geleceğin trendleri dışında Türk modasıyla ilgili tespitleri de var.
- Dünya modası parıltıyı bıraktı ama bizde hala tercih edildiği için kullanılıyor.
- Bizde drape çok var. Bunun da nedeni kutlamalara hizmet vermek.
- Bir de fazla origami takıntısı. Bunun da nedeni çok fazla gece elbisesi talebi.
- Biz de Gwyneth Paltrow gibi androjen tarzda giyinen ünlü de eksik.
Victoria's Secret sonunda geliyorVictoria's Secret yıl sonuna kadar Türkiye'de olacak. Alshaya Grup Şirketleri ve Park Bravo Group'un ortak şirket kurmasıyla birlikte, dünyanın en iyi bilinen iç giyim ve vücut bakım markaları Victoria's Secret ve Bath & Body Works aralık ayına kadar ilk mağazasını açmış olacak.
Lee Cooper dönüyor
80'lerin efsane reklam cıngılı 'Uak uak Lee Cooper'ı yaşı 30'ün üstündekiler hatırlıyordur. Seksi reklamıyla hala akıllarda kalan Lee Cooper, pazara hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Türkiye'ye Kipaş Holding'in üretim ve perakende lisansını alarak getirdiği markanın sanırım dönüşü muhteşem olacak. Zira tasarım ekibinin başındaki Murat Süter, markanın kafalardaki seksi imajına dokunmadan ilerleme niyetinde. 'Tasarımlarda benim için en önemli nokta, seksiliği kaybetmemek. Zira kadın da erkek de güzel ve çekici görünmek için alışveriş yapıyor' diyor.
Murat Süter daha önce Beymen grubunda çalışmış ve Network, Fabrika gibi markaların doğuşunda söz sahibi olmuş bir isim. Le Cooper'ı da diğer hayata geçirdiği markalar gibi tarzı olan, trendlere göre kabuk değiştiren değil, trendleri çizgisine göre yorumlayan bir marka yapmaya niyetli. Süter, İngiliz kökenli olan ve dünyada pek çok ülkede satılan markanın Türkiye koleksiyonunda İngiliz esintilerini koruduğunu ancak Türk insanına da adapte ettiklerini açıklıyor. Hatta İngiltere'den koleksiyonu görmeye gelen ekip çok beğenip İngiliz detaylarına kendilerinden daha fazla yer verildiğini de itiraf etmiş.
SADECE ÖĞRENCİLERE HİTAP ETMİYOR Sadece öğrencilere değil hazırladığı koleksiyonla işe giderken jean giyebilecek herkese hitap etmeye çalışan yeni Lee Copeer'da sadece jean yok. Hatta jean, koleksiyonun sadece yüzde 40'ını oluşturuyor. Geri kalan bölüm gömlekler, tişörtler, elbiseler, etekler, ceketler ve yeleklerden oluşuyor. Geniş bir ürün gamıyla bir yaşam markası olmaya çalışan Lee Cooper'ın gözü binlerce metrekarelik mağazalarda binlerce ürün satmak değil rafine bir koleksiyonla özel bir kitleye ulaşmak. Fiyat aralığını makul tutup geniş bir yelpazeye hitap etmek isteyen markanın amacı fast fashion'dan çok gardıropta yıllarca kalacak zamansız parçalar üretmek...
80'lerin efsane reklam cıngılı 'Uak uak Lee Cooper'ı yaşı 30'ün üstündekiler hatırlıyordur. Seksi reklamıyla hala akıllarda kalan Lee Cooper, pazara hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Türkiye'ye Kipaş Holding'in üretim ve perakende lisansını alarak getirdiği markanın sanırım dönüşü muhteşem olacak. Zira tasarım ekibinin başındaki Murat Süter, markanın kafalardaki seksi imajına dokunmadan ilerleme niyetinde. 'Tasarımlarda benim için en önemli nokta, seksiliği kaybetmemek. Zira kadın da erkek de güzel ve çekici görünmek için alışveriş yapıyor' diyor.
Murat Süter daha önce Beymen grubunda çalışmış ve Network, Fabrika gibi markaların doğuşunda söz sahibi olmuş bir isim. Le Cooper'ı da diğer hayata geçirdiği markalar gibi tarzı olan, trendlere göre kabuk değiştiren değil, trendleri çizgisine göre yorumlayan bir marka yapmaya niyetli. Süter, İngiliz kökenli olan ve dünyada pek çok ülkede satılan markanın Türkiye koleksiyonunda İngiliz esintilerini koruduğunu ancak Türk insanına da adapte ettiklerini açıklıyor. Hatta İngiltere'den koleksiyonu görmeye gelen ekip çok beğenip İngiliz detaylarına kendilerinden daha fazla yer verildiğini de itiraf etmiş.
SADECE ÖĞRENCİLERE HİTAP ETMİYOR Sadece öğrencilere değil hazırladığı koleksiyonla işe giderken jean giyebilecek herkese hitap etmeye çalışan yeni Lee Copeer'da sadece jean yok. Hatta jean, koleksiyonun sadece yüzde 40'ını oluşturuyor. Geri kalan bölüm gömlekler, tişörtler, elbiseler, etekler, ceketler ve yeleklerden oluşuyor. Geniş bir ürün gamıyla bir yaşam markası olmaya çalışan Lee Cooper'ın gözü binlerce metrekarelik mağazalarda binlerce ürün satmak değil rafine bir koleksiyonla özel bir kitleye ulaşmak. Fiyat aralığını makul tutup geniş bir yelpazeye hitap etmek isteyen markanın amacı fast fashion'dan çok gardıropta yıllarca kalacak zamansız parçalar üretmek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder